Uygulamada karşımıza çıkan sorunlardan birisi de şirketlerin aralarında yaptıkları karşılıklı alışverişlerde tuttukları hesapları cari hesap olarak adlandırmaları ve sonradan ortaya çıkan uyuşmazlıklarda da bu hesaplara dayanmaları halinde karşı tarafın aralarında bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı yönünde itirazda bulunmaları durumunda, şirketlerin bir kısım mağduriyetlere maruz kaldığı hususudur.

Uygulamada karşımıza çıkan sorunlardan birisi de şirketlerin aralarında yaptıkları karşılıklı alışverişlerde tuttukları hesapları cari hesap olarak adlandırmaları ve sonradan ortaya çıkan uyuşmazlıklarda da bu hesaplara dayanmaları halinde karşı tarafın aralarında bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı yönünde itirazda bulunmaları durumunda, şirketlerin bir kısım mağduriyetlere maruz kaldığı hususudur. Bu nedenle, şirketlerin bu tür hukuki ve ekonomik mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla cari hesap sözleşmesi hakkında bilinmesi gereken hususlar bu yazımızda açıklanmaya çalışılmıştır.

Cari Hesap Sözleşmesinin Tanımı ve İşlevi

Cari hesap sözleşmesi TTK’nın 89/1. maddesinde “İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır.

Cari hesabın en önemli işlevi, taraflar arasındaki ayrı ayrı nakdi ödemelerin ve takasların önüne geçerek, iş hayatında kolaylık ve hız sağlayan, gereksiz para hareketlerini ortadan kaldıran bir ödeme aracı olmasıdır.

Cari hesap sözleşmesi sayesinde, taraflar arasında yapılması gereken birçok ödeme işlemi ve bunların masrafları azalmakta; bakiye alacağı şeklinde bir kaleme dönüşmektedir. Ancak cari hesap sözleşmesinin basitleştirme amacının gerçekleşmesi için, bakiyenin tespiti ve kabulü konusunda tarafların anlaşmaları gerekir. Böylece bakiye alacağının içeriği ve miktarı konusunda çıkması muhtemel anlaşmazlıklar önlenmiş ve ispat kolaylığı sağlanmış olur.

Cari hesaba satım, hizmet, kira sözleşmesi gibi farklı hukuki işlemlerden kaynaklanan alacak ve borç kalemleri kaydedilir. Hesap devresi sonunda bu alacak ve borçların takas edilmesiyle belirlenen bakiye hakkında, içeriğini oluşturan sözleşmelere göre değişen taleplerin ileri sürülmesi, cari hesap sözleşmesinin basitleştirme amacına aykırılık oluşturur.

Sözleşmenin Şekli

TTK’nın 89/2. Maddesinin amir hükmü gereği, cari hesap sözleşmesinin mutlaka yazılı yapılması gerekir. Aksi halde, sözleşme geçerli olmayacaktır. Sözleşmenin yazılı yapılması yeterli olup noterde yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

Bakiyenin Belirlenmesi

Sözleşme veya ticari teamül uyarınca, belirli hesap devreleri sonunda devre hesabı kapatılır ve alacak ile borç kalemleri arasındaki fark belirlenir (m. 94/1).

Hesap devresi hakkında sözleşme veya ticari teamül yoksa, her takvim yılının son günü taraflarca hesabın kapatılması günü olarak kabul edilmiş sayılır. Saptanan artan tutarı gösteren cetveli alan taraf, aldığı tarihten itibaren bir ay içinde, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla itirazda bulunmamışsa, bakiyeyi kabul etmiş sayılır (m. 94/2). Dolayısıyla, muhatap tarafından itirazda bulunulmayarak kesinleşen alacaklara dayalı olarak icra takibine geçilmesi veya bunlara açılacak davalarda delil olarak dayanılması mümkün hale gelecektir.

Sözleşmenin Sona Ermesi

TTK’nın 98. maddesi uyarınca cari hesap sözleşmesi;

  1. Kararlaştırılan sürenin sona ermesi,
  2. Bir süre kararlaştırılmadığı takdirde taraflardan birinin fesih ihbarında bulunması,
  3. Taraflardan birinin iflas etmesi,

hâllerinde sona erer.

Açık Hesaptan Farkı

Uygulamada, cari hesap sözleşmesiyle en fazla karıştırılan kavram, açık hesaptır. Açık hesap, tarafların tek taraflı veya karşılıklı alacaklarını hesaba kaydedip, belirli hesap dönemleri olmaksızın hesaplaştıkları bir hesap türüdür.

Açık hesap, cari hesap değildir. Zira cari hesaptaki belirli hesap devrelerinin sonunda yapılan bakiyeyi tespit etme işlemi, açık hesapta her zaman yapılabilir. Ayrıca, cari hesaba kaydedilen alacakların niteliklerini kaybetmesi gibi bir sonuç açık hesaplarda gerçekleşmemektedir. Başka bir anlatımla, açık hesaba kaydedilen alacakların ayrı ayrı ödenmesi istenebilir. Herhangi bir sınırlamaya tabi olmadan devir, rehin ve haciz de edilebilirler. Ayrıca açık hesap pozisyonları uyuşmazlık halinde ayrı ayrı açıklanmak ve ispatlanmak zorundadır.

Sonuç

Kanunda belirtildiği üzere iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşmeye cari hesap sözleşmesi denilmekte ve sözleşmenin geçerli olabilmesi için mutlaka yazılı şekilde ve yapılması gerekir. Aksi halde, olası bir uyuşmazlık halinde cari hesap sözleşmesinin hukuki sonuçlarının doğmayacağı açıktır.

Av. Z. Fırat Gültekin
LLM, Ekonomi Hukuku

Platformunuzu seçin ve paylaşın.