1) BELEDİYENİN YOLDA AÇILAN ÇUKURU KAPATMAMASINDAN DOLAYI MEYDANA GELEN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİNDEN BELEDİYENİN SORUMLU OLDUĞUNA DAİR AYM KARARI (29.11.2021 tarihli RG)

Başvuruya konu olayda; ağır tonajlı kamyonların sebebiyet verdiği yoldaki çukurun Belediye tarafından onarılmaması nedeniyle çukura düşen araçta bulunan mağdurların yaralanması ve aracın zarar görmesi üzerine Belediye aleyhine idari yargı mercilerinde açılan maddi ve manevi tazminat davasında idare mahkemesince aracın kasko değeri ile satış değeri dikkate alınarak madde tazminat isteminin reddine, manevi tazminat istemenin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı incelen Bölge İdare Mahkemesi ise maddi tazminata ilişkin kararı onamış manevi tazminat yönünden verilen kararı kaldırarak bu tazminatın da reddine karar vermiştir.

Başvuruyu inceleyen AYM verdiği kararda (Elif Demirkaya ve Diğerleri, B. No: 2018/35626, K.T. 07.10.2021); ilk derece mahkemesinin kararında hangi nedenle bilirkişi deliline müracaat etmediğine dair bir gerekçeyi yer verilmediği gibi Belediyenin yolda ki çukuru zamanında onarmayarak ve çukurun etrafında gerekli emniyet tedbirlerini almayarak başvurucuların maddi zarara uğradıkları iddiasına yönelik de mahkemece bir gerekçe ortaya konulmadığı, bu durumun Anayasa’nın 17. maddesinde öngörülen Devletin kişinin maddi ve manevi varlığının korunmasına ilişkin pozitif yükümlülüğünün ihlali niteliğinde olduğunu ifade ederek, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir.

2) MAHKUMİYET KARARININ SONUCU OLARAK HEKİMLİK MESLEĞİNDEKİ HAK VE YETKİLERİNİN ÖMÜR BOYU KULLANILAMAMASININ ÖZEL HAYATA SAYGI HAKKININ İHLALİ NİTELİĞİNDE OLDUĞUNA DAİR AYM KARARI (30.12.2021 tarihli RG)

Başvuruya konu olayda; hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezasına mahkum olup cezası ertelenen başvurucu doktorun çalışma belgesinin ilçe sağlık müdürlüğü tarafından iptal edilmesi üzerine bu işlemin iptali için dava açılmıştır. İdare Mahkemesince işlemin iptaline karar verilmiş ancak bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine kararı inceleyen İstanbul Bölge İdare Mahkemesince 1219 sayılı Kanun’un 28. maddesinde belirtilen suçlar arasında yer alan güveni kötüye kullanma suçundan dolayı bir gün dahi hapis cezası verilmesinin hekimlik mesleğinin icrasına engel olacağı belirtilerek yerel mahkemenin kararının bozulmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf Mahkemesinin kararı, Danıştay 15. Dairesi tarafından onanarak kesinleşmiştir.

Başvuruyu inceleyen AYM verdiği kararda (Ahmet Gödeloğlu, B. No: 2018/28616, K.T. 17.11.2021); somut olayda başvurucu hakkındaki yaptırımın belirli bir yer ve süre sınırı olmaksızın uygulanacağı, yaptırımın sonucu olarak başvurucunun yalnızca kamu sektöründe değil özel sektör bünyesinde dahi bir daha hekimlik mesleğini yapamayacağı, kanun koyucunun kamuda çalışmaya dair aradığı özelliklerin özel sektörde mesleğin icrasına ilişkin şartlara göre daha katı olmasının olağan kabul edilebileceği, ancak kişinin özel sektörde mesleğini icra etmesinin yasaklanması sonucunda kişinin katlanması gereken külfetin ağırlığı ile bu yaptırımdan beklenen genel yarar arasında adil bir dengenin kurulamadığı, dolayısıyla başvurucunun özel hayatına yapılan müdahalenin orantısız olması nedeniyle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği ifade edilmiştir.

Platformunuzu seçip bülteni paylaşabilirsiniz.

Platformunuzu seçin ve paylaşın.