6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında Mesafeli Sözleşmeler

1. ÖZET1

Teknoloji ve internetin yardımı ile sanal ortamda yapılan sözleşmelerin büyük bir kısmı mesafeli sözleşme niteliğindedir. Mesafeli Sözleşmelere ilişkin olarak 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelikleri gereğince düzenlemeler getirilmiştir. Bu makalemizin amacı, mesafeli sözleşmeler için getirilen düzenlemelerin incelenmesidir.

2. GİRİŞ

Mesafeli sözleşmeler, teknolojinin gelişmesi ve online alışverişin kolaylaştırılmasına bağlı olarak tüketiciler tarafından vazgeçilmez bir hal almıştır. Özellikle, dünyada meydana gelen salgın hastalık nedeni ile tüketiciler tarafından yapılan sanal alışverişler tarihin en yüksek seviyesine çıkmıştır. Her bir sanal alışveriş, aslında bir mesafeli sözleşme barındırmaktadır. Mesafeli sözleşmelerin klasik mal ve hizmet satış sözleşmelerinden farkı, sözleşmenin kurulduğu ortam ve kullanılan araçların farklı olmasından kaynaklanmaktadır.

Mesafeli sözleşmelerde, tüketiciler tarafından dünyanın her yerindeki mal ve hizmete ulaşma açısından bir kolaylık sağlamış olsa da mal ve hizmet incelenemediğinden dolayı ürün veya hizmet teslim alındıktan sonra taraflar arasında uyuşmazlık doğmaktadır.

Kanun koyucu tarafından, mesafeli sözleşmelerde zayıf taraf olan tüketicileri korumak amacı ile özel hükümler getirilmiş, ekonomik ve teknolojik anlamda daha güçlü durumda bulunan satıcı ve sağlayıcı ile aracı hizmet sağlayıcılarına özel yükümlülükler getirilmiştir.

Teknolojinin gelişmesi, mesafeli sözleşmelerin uygulama alanını da genişletmiş olup bu alandaki yasal mevzuatların da gelişmesini sağlamıştır.

İşbu çalışmamız kapsamında, mesafeli sözleşmelerin genel düzenlemesi olan TKHK’un 48. maddesi ele alınmış ve kanun sistemi ile incelenmiştir.

3. MESAFELİ SÖZLEŞME TANIMI, UNSURLARI VE KURULMASI

3.1. Tanımı

Mesafeli sözleşmeler, 6502 S. Tüketicinin Korunmasın Hakkında Kanun’un 48. Maddesinde düzenlenmiştir.

Mesafeli sözleşmeler TKHK m.48/1’de; “Mesafeli sözleşme, satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın, mal veya hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu ana kadar ve kurulduğu an da dâhil olmak üzere uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir.” şeklinde tanımlanmıştır. Mesafeli sözleşmeler, satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin, teknolojik imkanlar kullanılarak uzaktan kurulan sözleşmeler olarak da kısaca tanımlanabilir.

TKHK kapsamında “mesafeli sözleşme” bağımsız bir sözleşme tipi olarak tanımlanmamış olup sadece bir sözleşmenin kuruluş tarzını esas alan bir yöntemi ifade etmektedir2.

Mesafeli sözleşmeler, işyeri dışında yapılan sözleşmeler gibi tüketici açısından bazı riskler içermektedir. İşyeri dışında yapılan sözleşmelerde belirleyici özellik, tarafların, mağaza gibi olağan sözleşme kurma mekânları dışında fiziksel olarak karşılaşmasıyken, mesafeli sözleşmelerde belirleyici özellik, tarafların hiç karşılaşmamasıdır3. Özellikle sanal mağazalar olmak üzere internet, sosyal medya, telefon ve şimdi metaverse gibi teknolojik imkanlar ile sözleşmeyi kuran tüketici, satıcı veya sağlayıcı ile fiziksel temas kuramamaktadır.

Mesafeli sözleşmelerdeki en büyük sorun, ürünün ve/veya hizmetin görülmeden ve teknik detayları tam bilinmeden, satıcı veya sağlayıcının sanal mağazalara veya internete yüklediği ürün ve hizmet görselleri ile teknik detaylarına güvenilerek tüketiciler tarafından satın alınmasıdır. Bu nedenle kanun koyucu tarafından, mesafeli sözleşmeler yönünden tüketicileri korumak için özel hükümler getirilmiştir4.

Bu tanım aynı zamanda tüketicinin sadece mal veya hizmetler hakkında bilgi toplamak amacıyla bir satıcı veya sağlayıcının işyerini ziyaret etmesinin ardından uzaktan bir iletişim aracı vasıtasıyla sözleşmeyi müzakere ettiği ve kurduğu durumları da kapsar. Bu durumun tam tersine satıcı veya sağlayıcının işyerinde müzakere edildikten sonra uzaktan bir iletişim aracı kullanılarak kurulan bir sözleşme mesafeli sözleşme olarak kabul edilmez. Bir sözleşme uzaktan iletişim araçlarıyla başlatılırsa, fakat sonunda satıcı veya sağlayıcının işyerinde kurulursa bu da mesafeli sözleşme olarak kabul edilmez. Benzer şekilde mesafeli sözleşme kavramı bir profesyonelden hizmet almak amacıyla tüketici tarafından uzaktan iletişim araçları vasıtasıyla rezervasyon yapılması durumunu kapsamaz. Örneğin, saç traşı olmak için berberin aranarak rezervasyon yapılması5.

Mesafeli sözleşmelerin uygulanmayacağı durumlar, Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin6 2. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Bunlar;

a) Finansal hizmetler,7

b) Otomatik makineler aracılığıyla yapılan satışlar,

c) Halka açık telefon vasıtasıyla telekomünikasyon operatörleriyle bu telefonun kullanımı,

d) Bahis, çekiliş, piyango ve benzeri şans oyunlarına ilişkin hizmetler,

e) Taşınmaz malların veya bu mallara ilişkin hakların oluşumu, devri veya kazanımı,

f) Konut kiralama,

g) Paket turlar8,

h) Devre mülk, devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti ve bunların yeniden satımı veya değişimi9,

i) Yiyecek ve içecekler gibi günlük tüketim maddelerinin, satıcının düzenli teslimatları çerçevesinde tüketicinin meskenine veya işyerine götürülmesi,

j) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentlerindeki bilgi verme yükümlülüğü ile 18 inci ve 19 uncu maddelerde yer alan yükümlülükler saklı kalmak koşuluyla yolcu taşıma hizmetleri,

k) Malların montaj, bakım ve onarımı,

l) Bakımevi hizmetleri, çocuk, yaşlı ya da hasta bakımı gibi ailelerin ve kişilerin desteklenmesine yönelik sosyal hizmetler.

TKHK’un 48. maddesinde, mesafeli sözleşmelerin şekline ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Sözleşmenin şekli, tercih edilen uzaktan iletişim aracı belirleyecektir10. Ancak, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği gereğince, satıcı veya sağlayıcının ön bilgilendirmeyi yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile yerine getirmesi gerekmektedir11.

Mesafeli sözleşmelerde her ne kadar belirtilmemiş olsa da tüketici sözleşmeleri ivazlı olarak yapılması gerekmektedir12. Eğer ücret alınmıyor ise teknik anlamda TKHK kapsamında mesafeli sözleşme sayılamayacak, bu sözleşmeye bağışlamaya dair genel hükümler (TBK vd.) uygulanacaktır13.

TBK m.208/3, m.211/1, m.266 hükümlerinde düzenlenmiş olan “mesafeli satış” satım konusu malın ifa yerinden başka bir yere gönderilmesini belirtmekte olup, TKHK anlamındaki mesafeli sözleşmelerden farklı olarak, tamamen ifa yeri ile ilgili bir durumdur14.

3.2. Unsurları

3.2.1. Sözleşmenin Uzaktan İletişim Araçlarıyla Kurulması

Mesafeli sözleşmelerin en önemli özelliği, tarafların sözleşmenin kurulması aşamasında bir arada olmamaları ve sözleşmeyi mektup, telefon, elektronik posta mesajı, internet veya diğer teknolojik iletişim araçları ile yapmış olmalarıdır15. Yani sözleşmenin, tüketici ile satıcı veya sağlayıcının fiziksel varlığı olmaksızın kurulmuş olması gerekir16. İletişim araçları açısından herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte yeni iletişim araçları kullanılabilir. Kanaatimce; metaverse gibi sanal dünyaların oluşturulması neticesinde metaverse mağazalarından yapılacak alışverişler de mesafeli sözleşmeler kapsamında değerlendirilecektir.
Önceden yaygın olan telefon ve radyo ile mal ve hizmet alınması, teknolojinin gelişmesi ile yerini online mağazalara ve sosyal medyaya bırakmıştır.

Bir sözleşmenin mesafeli sözleşme niteliğinde olabilmesi için sözleşmenin kuruluş anı da dâhil olmak üzere kuruluşuna kadarki aşamalarının da uzaktan iletişim araçları ile akdedilmesi gerekmektedir17.

3.2.2. Mal veya Hizmetin Uzaktan Pazarlanmasına İlişkin Sistem Olması

Kanunda açıkça belirtildiği üzere, mesafeli sözleşmenin varlığı için mal veya hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak bir sistemin oluşturulması ve bu sistem üzerinden tüketici ile sözleşme kurulması gerekmektedir18. Kanunda sistemden kastedilen husus, uzaktan pazarlamanın tek seferlik veya istisnai bir durum olmamasıdır19. Satıcı veya sağlayıcının aynı zamanda mağazasında mal veya hizmetlerini sunuyor olması bu noktada bir fark yaratmaz20. İki pazarlama tekniğinin birbirinin yanı sıra kullanılması mümkündür. Önemli olan uzaktan pazarlamanın tek seferlik, istisnai bir durum olmamasıdır. Tek seferlik veya belirsiz zamanlı kampanyalar ve satışlar, tesadüflere bağlı satışlar mesafeli sözleşme olarak değerlendirilemez21.

3.3. Kurulması

TKHK’nda ve yönetmelikte mesafeli sözleşmelerin kurulmasına ilişkin herhangi bir hüküm getirilmemiş, ilgili hükümlerde sözleşme öncesi bilgilendirme yükümlülüğü, sözleşmenin zorunlu içeriği, cayma hakkı ile TKHK m.48 ve yönetmelik kapsamında olmayan sözleşmeler düzenlenmiştir22. Mesafeli sözleşmelerin kurulması da Borçlar Kanunu’ndaki sözleşmelerin kurulmasına ilişkin hükümlere tabi olacaktır. Buna göre, TBK’nın birinci maddesi gereğince sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları ile kurulmaktadır.

Bir malın sanal ortamda fiyat, nitelik, stok durumu, resimleri vb. teknik özellikleri ile birlikte tüketicilere sunulması icap; tüketiciler tarafından ise sunulan bu mal ve hizmetleri satın almak amacı ile sistem üzerinden işlem yapması ve bedeli ödemesi ise kabul niteliğindedir23.

4. BİLGİLENDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

TKHK m.48/2’de bilgilendirme yükümlülüğü açıkça belirtilmiştir. Bu hükme göre; “Tüketici, mesafeli sözleşmeyi ya da buna karşılık gelen herhangi bir teklifi kabul etmeden önce ayrıntıları yönetmelikte belirlenen hususlarda ve siparişi onaylandığı takdirde ödeme yükümlülüğü altına gireceği konusunda açık ve anlaşılır şekilde satıcı veya sağlayıcı tarafından bilgilendirilir. Tüketicinin bilgilendirildiğine ilişkin ispat yükü satıcı veya sağlayıcıya aittir.”

Tüketiciler, mesafeli sözleşmeler kapsamında kalan mal ve hizmet satın alırken çoğu zaman sözleşmeleri okumadan imzalamaktadır veya onaylamaktadır. Oysa ki tüketicinin bilgilendirilmesi, tüketicinin en temel haklarından birisidir24. Ön bilgilendirme yükümlülüğünün amacı, tüketiciye sözleşme konusu mal ve hizmete ilişkin olarak bir kez daha düşünme imkânı vermektedir25. Kanun konuyu, bu duruma karşı tedbir almak amacı ile satıcı/sağlayıcı olan kişilere, tüketiciyi özet olarak bilgilendirme yükümlüğü getirmiştir. Özellikle online yapılan alışverişlerde tüketiciler tarafından bu özet bilgilendirme kısmı okunmakta, mesafeli sözleşme metni okunmadan onaylanmaktadır.

4.1. Bilgilendirmenin Kapsamı

Satıcı veya sağlayıcı, yönetmeliğin 5. maddesi kapsamında tüketiciyi, mesafeli sözleşmenin kurulmasından ya da buna karşılık gelen herhangi bir teklifi kabul etmeden önce, aşağıdaki hususların tamamını içerecek şekilde bilgilendirmek zorundadırlar. Bilgilendirmede bulunması gereken hususlar şunlardır;

a) Sözleşme konusu mal veya hizmetin temel nitelikleri,

b) Satıcı veya sağlayıcının adı veya unvanı, varsa MERSİS numarası,

c) Tüketicinin satıcı veya sağlayıcı ile hızlı bir şekilde irtibat kurmasına imkân veren, satıcı veya sağlayıcının açık adresi, telefon numarası ve benzeri iletişim bilgileri ile varsa satıcı veya sağlayıcının adına ya da hesabına hareket edenin kimliği ve adresi,

d) Satıcı veya sağlayıcının tüketicinin şikayetlerini iletmesi için (c) bendinde belirtilenden farklı iletişim bilgileri var ise, bunlara ilişkin bilgi,

e) Mal veya hizmetin tüm vergiler dahil toplam fiyatı, niteliği itibariyle önceden hesaplanamıyorsa fiyatın hesaplanma usulü, varsa tüm nakliye, teslim ve benzeri ek masraflar ile bunların önceden hesaplanamaması halinde ek masrafların ödenebileceği bilgisi,

f) Sözleşmenin kurulması aşamasında uzaktan iletişim aracının kullanım bedelinin olağan ücret tarifesi üzerinden hesaplanamadığı durumlarda, tüketicilere yüklenen ilave maliyet,

g) Ödeme, teslimat, ifaya ilişkin bilgiler ile varsa bunlara ilişkin taahhütler ve satıcı veya sağlayıcının şikayetlere ilişkin çözüm yöntemleri,

h) Cayma hakkının olduğu durumlarda, bu hakkın kullanılma şartları, süresi, usulü ve satıcının iade için öngördüğü taşıyıcıya ilişkin bilgiler,

i) Cayma bildiriminin yapılacağı açık adres, faks numarası veya elektronik posta bilgileri,

j) 15 inci madde uyarınca cayma hakkının kullanılamadığı durumlarda, tüketicinin cayma hakkından faydalanamayacağına ya da hangi koşullarda cayma hakkını kaybedeceğine ilişkin bilgi,

k) Satıcı veya sağlayıcının talebi üzerine, varsa tüketici tarafından ödenmesi veya sağlanması gereken depozitolar ya da diğer mali teminatlar ve bunlara ilişkin şartlar,

l) Varsa dijital içeriklerin işlevselliğini etkileyebilecek teknik koruma önlemleri,

m) Satıcı veya sağlayıcının bildiği ya da makul olarak bilmesinin beklendiği, dijital içeriğin hangi donanım ya da yazılımla birlikte çalışabileceğine ilişkin bilgi,

n) Tüketicilerin uyuşmazlık konusundaki başvurularını Tüketici Mahkemesine veya Tüketici Hakem Heyetine yapabileceklerine dair bilgi.

Yönetmeliğin 5. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, birinci fıkrasında belirtilen yukarıdaki bilgiler, mesafeli sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır ve taraflar aksini açıkça kararlaştırmadıkça bu bilgiler değiştirilemez26. Yönetmelik maddesinde belirtildiği üzere taraflar bu bilgilerde değişiklik yapabilir ancak, özellikle online yapılan alışverişlerde bu bilgilerde değişiklik yapmak tüketici açısından pek mümkün değildir.

Satıcı veya sağlayıcı, yönetmeliğin m.5/1-d bendinde yer alan ek masraflara ilişkin bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmezse, tüketici bunları karşılamakla yükümlü değildir. Yine bu bent kapsamında yer alan toplam fiyatın, belirsiz süreli sözleşmelerde veya belirli süreli abonelik sözleşmelerinde, her faturalama dönemi bazında toplam masrafları içermesi zorunludur.

4.2. Bilgilendirme Yöntemi

Yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasına göre, tüketici, 5 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen tüm hususlarda, kullanılan uzaktan iletişim aracına uygun olarak en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde satıcı veya sağlayıcı tarafından yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile bilgilendirilmek zorundadır.

Yönetmeliğin 6. Maddesinin 2. fıkrası gereğince, mesafeli sözleşmenin internet yoluyla kurulması halinde, satıcı veya sağlayıcı;

a) 5 inci maddenin birinci fıkrasında yer alan bilgilendirme yükümlülüğü saklı kalmak kaydıyla, aynı fıkranın (a), (d), (g) ve (h) bentlerinde yer alan bilgileri bir bütün olarak, tüketicinin ödeme yükümlülüğü altına girmesinden hemen önce açık bir şekilde ayrıca göstermek zorundadır.

b) Herhangi bir gönderim kısıtlamasının uygulanıp uygulanmadığını ve hangi ödeme araçlarının kabul edildiğini, en geç tüketici siparişini vermeden önce, açık ve anlaşılabilir bir şekilde belirtmek zorundadır.

Mesafeli sözleşmenin sesli iletişim yoluyla kurulması halinde, satıcı veya sağlayıcı 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (d), (g) ve (h) bentlerinde yer alan hususlarda, tüketiciyi sipariş vermeden hemen önce açık ve anlaşılır bir şekilde söz konusu ortamda bilgilendirmek ve 5 inci maddenin birinci fıkrasında yer alan bilgilerin tamamını en geç mal teslimine veya hizmet ifasına kadar yazılı olarak göndermek zorundadır (Yönetmelik m.6/3).

Siparişe ilişkin bilgilerin sınırlı alanda ya da zamanda sunulduğu bir ortam yoluyla mesafeli sözleşmenin kurulması halinde, satıcı veya sağlayıcı 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (g) ve (h) bentlerinde yer alan hususlarda, tüketiciyi sipariş vermeden hemen önce açık ve anlaşılabilir bir şekilde söz konusu ortamda bilgilendirmek ve 5 inci maddenin birinci fıkrasında yer alan bilgilerin tamamını en geç mal teslimine veya hizmet ifasına kadar yazılı olarak göndermek zorundadır (Yönetmelik m.6/4).

Üçüncü ve dördüncü fıkralarda belirtilen yöntemlerle kurulan ve anında ifa edilen hizmet satışlarına ilişkin sözleşmelerde tüketicinin, sipariş vermeden hemen önce söz konusu ortamda 5 inci maddenin birinci fıkrasının sadece (a), (b), (d) ve (h) bentlerinde yer alan hususlarda açık ve anlaşılır bir şekilde bilgilendirilmesi yeterlidir (Yönetmelik m.6/5).

Satıcı veya sağlayıcı, tüketici siparişi onaylamadan hemen önce, verilen siparişin ödeme yükümlülüğü anlamına geldiği hususunda tüketiciyi açık ve anlaşılır bir şekilde bilgilendirmek zorundadır. Aksi halde tüketici siparişi ile bağlı değildir (Yönetmelik m.8/1).

Tüketicinin mesafeli sözleşme kurulması amacıyla satıcı veya sağlayıcı tarafından telefonla aranması durumunda, her görüşmenin başında satıcı veya sağlayıcı kimliğini, eğer bir başkası adına veya hesabına arıyorsa bu kişinin kimliğini ve görüşmenin ticari amacını açıklamalıdır (Yönetmelik m.7/2).

4.3. Bilgilendirme Yükümlülüğe Aykırı Davranmanın Sonuçları

Kanun ve yönetmelikte açıkça belirtildiği üzere ön bilgilendirmenin yapılması konusunda zorunluluk getirilmiş olup, ön bilgilendirme yapıldığına ilişkin ispat yükü satıcı veya sağlayıcıya yükletilmiştir.

Satıcı veya sağlayıcı, tüketicinin 6. maddede belirtilen yöntemlerle ön bilgileri edindiğini kullanılan uzaktan iletişim aracına uygun olarak teyit etmesini sağlamak zorundadır. Aksi halde sözleşme kurulmamış sayılır (Yönetmelik m.7). Açık madde hükmü gereğince, tüketicinin bilgilendirilmesi ve bu bilgilendirmenin teyit edilmesi hususları, sözleşmenin kurulmuş olması için mutlak şarttır.

Yine Satıcı veya sağlayıcı, tüketici siparişi onaylamadan hemen önce, verilen siparişin ödeme yükümlülüğü anlamına geldiği hususunda tüketiciyi açık ve anlaşılır bir şekilde bilgilendirmek zorundadır. Aksi halde tüketici siparişi ile bağlı değildir (Yönetmelik m.8/1).

Kanun ve yönetmelik maddelerinden de anlaşıldığı üzere, satıcı ve sağlayıcıya büyük sorumluluklar yükletilmiş olup, bu sorumlulukların yerine getirilmemesi büyük yaptırımlara bağlanmıştır. Özellikle, sözleşmenin kurulmamış sayılmasına ilişkin yaptırım, satıcı ve sağlayıcı için ağır bir sonuçtur. Kanun koyucu, tüketiciyi gerizekalı insan yerine koyarak ve hiçbir belgeyi okumadan alışveriş yaptığını varsayarak bu kadar detaylı hükümleri getirmiş olduğunu düşünmekteyiz. Bu hususun çok yanlış olduğu ve tüketicilerin de bilinçli hareket etmesi için kendilerine bazı yükümlülüklerin yükletilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Aksi takdirde, tüketiciler bu haklarını kötüye kullanabileceklerdir.

5. CAYMA HAKKI

5.1. Genel Olarak

TKHK m.48/4’de cayma hakkı belirtilmiştir. Bu hükme göre; “Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Tüketici, cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirilmezse, cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Her hâlükârda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer. Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir.”. Maddenin dördüncü fıkrasında tüketicilere cayma hakkı tanınmış olup bu hak, tüketiciyi koruyan en önemli düzenlemedir27. Cayma hakkının kullanılması için herhangi bir sebebin olmasına gerek bulunmamaktır28. Ayrıca, tüketici tarafından cayma hakkı kullanılmasından dolayı kendisinden herhangi bir ücret istenemez veya iade edilecek ücrette kesinti yapılamaz29. TKHK m.48/4’de açık bir şekilde, “Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Cayma hakkı, nispi emredici nitelikte bir hüküm olup sözleşmeyle kaldırılamaz ve tüketici aleyhine sınırlandırılamaz30. Ancak, diğer haklarda olduğu gibi cayma hakkı da tüketicilerin lehine olacak şekilde genişletilebilir31. Örneğin, cayma süresinin 30 gün olarak sözleşmede kararlaştırılabilir.

Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterli olup, bildirimin satıcı veya sağlayıcıya varması veya onun tarafından öğrenilmiş olması şartı aranmaz32. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Tüketici, cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirilmezse, cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Her hâlükârda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer. Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir.

Mesafeli sözleşmelerdeki sorun genelde çok düşünülmeden, sözleşmeye ve edime ilişkin ayrıntılar hakkında yeterli bilgi sahibi olmadan, piyasada sunulan aynı türden mal veya hizmete ilişkin sözleşme koşulları ile karşılaştırma yapmadan, mal hiç görülmeden satım sözleşmesi akdediliyor olmasıdır. Dolayısıyla bu hallerde de bilgi eksikliğinin giderilmesi için 25/10/2011 tarihli Tüketici Haklarına İlişkin 2011/83/EU sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Yönergesine uyumlu olarak tüketicinin sözleşme ve edim hakkında aydınlatılması ve kendisine bir cayma hakkının verilmesi uygun gözükmektedir33.

5.2. Süresi

Cayma hakkının kullanılması süresi, kanunda açıkça 14 gün olarak belirtilmiş olup Yönetmelik m.9/2’de sürenin ne zaman başlanacağı düzenlenmiştir: “Hizmet ifasına ilişkin sözleşmelerde sözleşmenin kurulduğu gün; mal teslimine ilişkin sözleşmelerde ise tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin malı teslim aldığı gün başlar. Ancak tüketici, sözleşmenin kurulmasından malın teslimine kadar olan süre içinde de cayma hakkını kullanabilir.”

Kanunda her ne kadar 14 günlük cayma süresi belirtilmiş olsa da mal teslim edilmeden önce de cayma hakkı kullanılabilir34. Hizmetin ifasına ilişkin sözleşmelerde cayma hakkı, sözleşmenin kurulduğu gün başladığından dolayı bu kapsamda mal teslimine ilişkin sözleşmelerden ayrılmaktadır35.

Günlük hayatımızda bedava tatil dolandırıcıları ile karşılaşmayan pek yoktur. Bu tür olayların konu olduğu emsal kararlarda, satıcı tarafından tüketiciye baskı altında satıcıya ait web sitesi üzerinden ürün satışı yaptırılmaktadır. Aslında, bu kararlardaki satış işleminde satıcı ve tüketici arasında mesafe bulunmamaktadır. Tüketici, satıcıya ait işyerinde ve satıcının baskısı altında ve yine satıcının göstermiş olduğu web sitesi üzerinden ürün satın almaya zorlanmaktadır. Yapılan bu baskılar neticesinde tüketiciler tarafından ürün alınmak zorunda kalınmaktadır. Bu tür durumlarda tüketicinin yapması gereken davranış, yasal 14 günlük cayma süresi içerisinde cayma hakkını kullanmasıdır. Bu süre içerisinde cayma hakkının kullanılmaması durumunda, diğer hukuksal hükümlere dayanılarak sözleşme sona erdirilememektedir36.

Yönetmelik m.9/3’de cayma hakkı süresinin başlangıcı için bazı özel durumlar belirtilmiştir. Buna göre;

“Cayma hakkı süresinin belirlenmesinde;

a) Tek sipariş konusu olup ayrı ayrı teslim edilen mallarda, tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin son malı teslim aldığı gün,

b) Birden fazla parçadan oluşan mallarda, tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin son parçayı teslim aldığı gün,

c) Belirli bir süre boyunca malın düzenli tesliminin yapıldığı sözleşmelerde, tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin ilk malı teslim aldığı gün,
esas alınır.”

Yönetmelikte açıkça belirtildiği üzere, cayma hakkı süresinin başlayabilmesi için malın tüketiciye veya tüketicinin belirlediği üçüncü kişiye teslim edilmiş olması gerekmektedir37. Örneğin, taşıyıcı tarafından malın tüketiciye veya tüketicinin belirlediği üçüncü kişi dışında birisine teslim edilmiş olması cayma süresini başlatmamaktadır.

Teslim konusuna getirilen bir diğer düzenleme ise, malın satıcı tarafından taşıyıcıya teslim edilmiş olması, tüketiciye veya tüketicinin belirlediği üçüncü kişiye teslim olarak kabul edilmemiştir.

Mal teslimi ile hizmet ifasının birlikte yapıldığı sözleşmelerde, mal teslimine ilişkin cayma hakkı hükümleri uygulanacağı da belirtilmiştir. Örneğin, satın alınan mobilya ürünlerinin yanında ayrıca montaj hizmeti de satın alınmış ise, cayma hakkı süresi malın teslim tarihinden itibaren başlayacaktır.

Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterli olup ayrıca satıcı veya sağlayıcıya tebliğ edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır38. İnternet üzerinden veya sanal mağazalardan yapılan alışverişlerde, ilgili program veya web sayfası üzerinden cayma hakkının kullanıldığının belirtilmiş olması yeterlidir. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere cayma bildiriminin satıcı veya sağlayıcılara varması veya onun tarafından öğrenilmiş olması şartı aranmamaktadır. Örneğin; iadeli taahhütlü posta yolu ile cayma hakkı kullanıldığında postaya verilme tarihi esas alınacak, program üzerinden yapılması halinde ise program üzerinden cayma hakkının kullanıldığına ilişkin başvuru yapılması yeterlidir.

Çabri’ye göre; “Cayma beyanının hüküm ve sonuç doğurabilmesi için mutlaka sağlayıcıya varması, hakimiyet sahasına girmesi gerekir. Cayma beyanı bozucu yenilik doğuran hak olarak varmakla hüküm ifade eder; varma gerçekleşmezse sözleşme geçerli olmaya devam eder.”39 Kanaatimizce de cayma beyanının satıcı veya sağlayıcıya varması gerekmektedir. Yukarıda belirtilen örnekte, tüketici tarafından satıcı veya sağlayıcının adresinin yanlış yazılmış olması nedeni ile cayma beyanının satıcı veya sağlayıcıya ulaşmamış olması, tüketicinin sorumluluğunda olacak ve cayma hakkının kullanılmadığını gösterecektir. Cayma hakkının mail yoluyla veya sanal mağaza üzerinden yapılmak istenilmesi halinde tüketicinin internetinin olmaması nedeni ile cayma beyanının satıcı veya sağlayıcıya ulaşmamış olması da yine cayma hakkının kullanılmadığını gösterecektir.

Cayma hakkı konusunda satıcı ve sağlayıcıya getirilen bir diğer yükümlülük, tüketiciyi cayma hakkı konusunda bilgilendirmektir. Bilgilendirmeye ilişkin ispat külfeti de satıcı ve sağlayıcıya yüklenmiştir. Eğer bu bilgilendirme, kanun ve yönetmeliğe uygun yapılmaz ise tüketici bu 14 günlük süre ile bağlı değildir. Cayma hakkında azami sınır, normal cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona ermektedir40.

5.3. Şekli

Kanun maddesinde cayma hakkının şekline ilişkin bir hüküm yoktur41. Ancak, Yönetmelik m.11/1’de buna ilişkin hüküm getirilmiş olup cayma hakkı süresi dolmadan, yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmesi yeterlidir.

Yönetmeliğin diğer maddelerinde de cayma hakkının nasıl kullanılacağına ilişkin detaylı hükümler getirilmiştir.

Tüketici tarafından, yönetmelik ekinde yer alan form42 doldurulup satıcı veya sağlayıcıya ulaştırılması halinde cayma hakkı kullanılabilecektir. Satıcı veya sağlayıcı, tüketicinin bu formu doldurabilmesi veya cayma beyanını gönderebilmesi için internet sitesi veya sanal mağaza üzerinden seçenek de sunabilir. İnternet sitesi veya sanal mağaza üzerinden tüketicilere cayma hakkı sunulması durumunda satıcı veya sağlayıcı, tüketicilerin iletmiş olduğu cayma taleplerinin kendilerine ulaştığına ilişkin teyit bilgisini tüketiciye derhal iletmek zorundadır.

Sesli iletişim yoluyla yapılan satışlarda, satıcı veya sağlayıcı, yine yönetmelik ekinde yer alan formu en geç mal teslimine veya hizmet ifasına kadar tüketiciye göndermek zorundadır. Tüketici bu tür satışlarda da cayma hakkını kullanmak için bu formu kullanabileceği gibi, varsa internet sitesi veya sanal mağaza üzerinden de bu hakkını kullanabilecektir.

Diğer ispat külfetlerinden farklı olarak, cayma hakkının kullanıldığına ilişkin ispat külfeti tüketiciye yükletilmiştir.

5.4. Sonuçları

5.4.1. Genel Olarak

Tüketici tarafından, cayma hakkının kullanılması halinde yapılan mesafeli sözleşme, kesin hükümsüz hale geldiğinden dolayı tarafların aldıklarını iade borcu doğmaktadır43.

Yönetmelik m.14 gereğince, asıl sözleşme ile birlikte yan sözleşme yapılmış ise, tüketicinin cayma hakkını kullanması durumunda yan sözleşmeler de kendiliğinden sona ermektedir. Örneğin, demonte bir mobilya satın alınması ile birlikte montaj hizmetinin de satın alınması durumunda, demonte mobilya için cayma hakkı kullanılması halinde, montaj hizmeti sözleşmesi de sona ermektedir. Yan sözleşmeden cayılması, herhangi bir masraf, tazminat veya cezai şarta bağlanamaz veya talep edilemez.

Yönetmelik m.14/2 gereğince, tüketicinin cayma hakkını kullandığının yan sözleşme tarafına bildirim yükümlülüğü, satıcı veya sağlayıcıya yükletilmiştir.

Yönetmelik m.14/1’de yan sözleşmeler hakkında kanunun 30. maddesinin istisna kapsamında kaldığını belirtmiştir. Kanun m.30’da bağlı krediler düzenlenmekte olup, bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir. TKHK m.30/3 gereğince, tüketicinin sözleşmeden cayması halinde, yine cayma süresi içerisinde kredi verene de cayma bildiriminde bulunması gerekmektedir. Cayma beyanının kredi verene bildirilmesi halinde, bağlı kredi sözleşmesi de herhangi bir tazminat veya cezai şart ödeme yükümlülüğü olmaksızın sona erecektir. Tüketici tarafından, bağlı kredi sözleşmesinden cayılmadığı takdirde kredi sözleşmesi devam edecektir44.

5.4.2. Satıcı ve Sağlayıcının Yükümlülükleri

Yönetmelik m.12’de satıcı ve sağlayıcının yükümlülükleri açık bir şekilde düzenlenmiştir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma beyanının kendisine ulaşmasından itibaren 14 gün içinde, varsa malın tüketiciye teslim masrafları da dahil olmak üzere tahsil edilen tüm ödemeleri iade etmekle yükümlüdür. Bu süre içerisinde iade yapılmaz ise satıcı ve sağlayıcı temerrüde düşmüş olacaktır45.

Satıcı veya sağlayıcı, tüm geri ödemeleri, tüketicinin malı veya hizmeti satın alırken kullandığı ödeme aracına uygun bir şekilde ve tüketiciye herhangi bir masraf veya yükümlülük getirmeden tek seferde yapmak zorundadır.

Cayma hakkının kullanımında, 5. maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında, satıcının iade için belirttiği taşıyıcı aracılığıyla malın geri gönderilmesi halinde, tüketici iadeye ilişkin masraflardan sorumlu tutulamaz. Satıcının ön bilgilendirmede iade için herhangi bir taşıyıcıyı belirtmediği durumda ise, tüketiciden iade masrafına ilişkin herhangi bir bedel talep edilemez. İade için ön bilgilendirmede belirtilen taşıyıcının, tüketicinin bulunduğu yerde şubesinin olmaması durumunda satıcı, ilave hiçbir masraf talep etmeksizin iade edilmek istenen malın tüketiciden alınmasını sağlamakla yükümlüdür (Yönetmelik m.12/3).

Yukarıda belirtildiği üzere Yönetmelik m.14/2 gereğince, tüketicinin cayma hakkını kullandığının yan sözleşme tarafına bildirim yükümlülüğü, satıcı veya sağlayıcıya yükletilmiştir.

5.4.3. Tüketicinin Yükümlülükleri

Yönetmelik m.13’de tüketicinin yükümlülükleri açık bir şekilde düzenlenmiştir. Tüketicinin bu kapsamdaki en büyük yükümlülüğü, malı geri iade etmesidir. Tüketici cayma hakkını kullandığına ilişkin bildirimi yönelttiği tarihten itibaren on gün içinde malı satıcı veya sağlayıcıya ya da yetkilendirmiş olduğu kişiye geri göndermek zorundadır. Bu zorunluluk nedeni ile tüketici tarafından süresi içerisinde mal iade edilmez ise temerrüde düşer46.

Tüketici, cayma süresi içinde malı, işleyişine, teknik özelliklerine ve kullanım talimatlarına uygun bir şekilde kullandığı takdirde meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir (Yönetmelik m.13/2). Tüketicinin malı hor kullanması hali, tüketicinin cayma hakkını kullanmaktan vazgeçtiği şeklinde yorumlanabilir47. Uygulamada genel olarak, tüketicilerin kullanım talimatlarına aykırı bir şekilde malın kullanıldığı iddia edilerek para iadesi yapılmamaktadır. Cayma süresi içerisinde tüketici, malı dürüstlük kuralları çerçevesinde kendisinden beklenebilecek dikkat ve özen borcuna uyarak saklama yükümlülüğü altındadır48.

Tüketicinin bir diğer yükümlülüğü olarak da mesafeli sözleşmelerin kurulmasındaki en önemli bilgi olan kredi kartı bilgilerini ve şifresini korumasıdır. Mesafeli sözleşmelerde, tüketici tarafından web sayfasına veya sanal mağazaya girilen bilgiler gereğince satış sözleşmesi oluşturulmakta en son aşama olarak kredi kartı ile ödeme yapılmasından sonra satış sözleşmesi kurulmuş olmaktadır. Emsal kararlar gereğince, kredi kartı bilgileri ile sanal mağazalardan alışveriş yapılması ve cep telefonuna gelen güvenlik şifresinin girilmesi ile de alışverişin tamamlanması durumunda, kredi kartı bilgileri ile şifresini yeterince korumayan tüketicinin tam kusurlu sayılmasına karar verilmiştir49.

5.4.4. Cayma Hakkının Kullanılamayacağı Haller

Yönetmelik m.15’de cayma hakkının kullanılamayacağı bazı haller düzenlenmiştir. Cayma hakkının kullanılamayacağı mesafeli sözleşmeler şunlardır:

a) Fiyatı finansal piyasalardaki dalgalanmalara bağlı olarak değişen ve satıcı veya sağlayıcının kontrolünde olmayan mal veya hizmetlere ilişkin sözleşmeler. Örneğin, mesafeli sözleşmeler kapsamında satın alınan değerli madenlerden yapılmış ürünlerin fiyatları anlık değiştiğinden dolayı bunlar istisna kapsamına alınmıştır.

b) Tüketicinin istekleri veya kişisel ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan mallara ilişkin sözleşmeler. Örneğin, sanal mağazalardan özel ölçüler ile satın alınan cam, ayna veya benzeri ürünlerin satın alınmasın sonra cayma hakkı kullanılamaz.

c) Çabuk bozulabilen veya son kullanma tarihi geçebilecek malların teslimine ilişkin sözleşmeler. Örneğin, sanal mağazadan satın alınan yiyecek ve içecekler vb.

d) Tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olan mallardan; iadesi sağlık ve hijyen açısından uygun olmayanların teslimine ilişkin sözleşmeler. Örneğin, ilaç ve kozmetik ürünlerinin açılmasından sonra tekrar satışının ve özellikle başkaları tarafından kullanılmasının sağlık kurallarına aykırı olması nedeni ile istisna kapsamına alındığı düşünülmektedir.

e) Tesliminden sonra başka ürünlerle karışan ve doğası gereği ayrıştırılması mümkün olmayan mallara ilişkin sözleşmeler. Örneğin, baharatlar, kimyasal malzemeler, ham maddeler vb.

f) Malın tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olması halinde maddi ortamda sunulan kitap, dijital içerik ve bilgisayar sarf malzemelerine ilişkin sözleşmeler.

g) Abonelik sözleşmesi kapsamında sağlananlar dışında, gazete ve dergi gibi süreli yayınların teslimine ilişkin sözleşmeler. Örneğin, satın alınan dergi ve gazete okunduktan sonra cayma hakkının kullanılması abes bir durum olacaktır.

h) Belirli bir tarihte veya dönemde yapılması gereken, konaklama, eşya taşıma, araba kiralama, yiyecek-içecek tedariki ve eğlence veya dinlenme amacıyla yapılan boş zamanın değerlendirilmesine ilişkin sözleşmeler. Bu istisnanın satıcı ve sağlayıcıyı korumak amacı ile getirildiği kanaatindeyiz. Bu sözlemeler kurulduktan sonra cayma hakkının kullanılması halinde, satıcı ve sağlayıcının sözleşme bedeli kadar zararı meydana gelecektir. Örneğin, yiyecek tedarik edildikten sonra tüketicinin cayma hakkını kullanması halinde bu yiyecek kullanılamayacağı için satıcının sözleşme bedeli kadar zararı söz konusu olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer kriter, “belirli bir tarihte veya dönemde” ibaresidir. Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin 15/g maddesinde tanımlanan belirli bir tarihte ve dönemde yapılması planlanan konaklama niteliğini taşımaması nedeniyle tüketici tarafından cayma hakkının süreye tabi olmaksızın kullanabilecektir50.

i) Elektronik ortamda anında ifa edilen hizmetler veya tüketiciye anında teslim edilen gayrimaddi mallara ilişkin sözleşmeler. Örneğin, satın alınan Netflix platformundan sonra sözleşmeden cayılamaz.

j) Cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile ifasına başlanan hizmetlere ilişkin sözleşmeler.

6. MESAFELİ SÖZLEŞMELERE ARACILIK EDENLER

Teknolojinin gelişmesi ve internetin daha yaygın kullanılması ile satıcı ve sağlayıcılar ile tüketicileri buluşturan sanal mağazaların sayısı çok fazla artmış ve bazı mağazalar çok yüksek değerlere ulaşmıştır. Özellikle sokağa çıkma yasaklarında sanal mağazalardan yapılan alışverişler, büyük bir ticari hacim meydana getirmiştir.

TKHK m.48/5 gereğince, “Oluşturdukları sistem çerçevesinde, uzaktan iletişim araçlarını kullanmak veya kullandırmak suretiyle satıcı veya sağlayıcı adına mesafeli sözleşme kurulmasına aracılık edenler, bu maddede yer alan hususlardan dolayı satıcı veya sağlayıcı ile yapılan işlemlere ilişkin kayıtları tutmak ve istenilmesi hâlinde bu bilgileri ilgili kurum, kuruluş ve tüketicilere vermekle yükümlüdür. Ancak bu fıkra kapsamında aracılık edenler, satıcı veya sağlayıcı ile yaptıkları sözleşmeye aykırı fiillerinden dolayı sorumludur.” Şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Madde gerekçesinde, “Beşinci fıkrada özellikle internet ortamında oluşturdukları sistem üzerinden satıcı veya sağlayıcıların mal ve hizmet satışına aracılık edenlerin sorumlulukları düzenleme altına alınmıştır. Uygulamada satıcı veya sağlayıcılar dışında onlara aracılık eden üçüncü kişiler, oluşturdukları sistem çerçevesinde satıcı veya sağlayıcıların mal veya hizmetlerinin mesafeli yöntemle tüketicilere ulaşmasına aracılık etmekte, aynı zamanda satıcı veya sağlayıcı adına tüketiciden mal veya hizmetlerin bedelini de tahsil etmektedirler. Bu durumda bu kişilerde satıcı veya sağlayıcılar gibi tüketicilere karşı bu maddede yazan hususlardan dolayı sorumlu olacaklardır. Ancak bedel tahsil etmeden sadece satıcı veya sağlayıcılar ile tüketicilerin iletişime geçmelerine aracılık eden ve genellikle yer sağlayıcı niteliğine haiz olan internet siteleri bu fıkra hükümlerine tabi olmayacaktır.” Şeklinde ifade edilmiştir. Madde gerekçesinde her ne kadar “satıcı veya sağlayıcılar gibi tüketicilere karşı bu maddede yazan hususlardan dolayı sorumlu olacaklardır.” şeklinde açıklama bulunmakta ise de madde kapsamında bu sorumluluk bulunmamaktadır51. Çapri’ye göre; “Mesafeli sözleşmenin kurulmasına yönelik sistem oluşturan şirketlerin mesafeli sözleşme kurulmasına aracılık etmekten ziyade bizzat sözleşmenin tarafını oluşturduğu” görüşündedir. Biz de bu görüşe katılmaktayız. Tüketiciler tarafından hepsiburada, trendyol, amazon vb. sanal mağazalardan yapılan alışverişlerde bu sanal mağazalara duyulan güven ve hizmet kalitesi göz önüne alınarak alışveriş yapılmaktadır. Tüketiciler bu sanal mağazalardan alışveriş yaparken, gerçek satıcıya dikkat etmemektedir.

Bu hususları da göz önüne alan kanun koyucu, 7392 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”52 ile getirilen yeni düzenlemede bu tür aracı hizmet sağlayıcıların hukuksal durumunu daha da netleştirmiş ve çeşitli yükümlülükler getirmiştir. Kanuna eklenen yeni 6. fıkra hükmü;

“(6) Aracı hizmet sağlayıcısı olarak faaliyet gösterenler aracılık ettikleri mesafeli sözleşmelere ilişkin olarak;

a) Tüketiciye ön bilgilendirmenin yapılmasından, teyidinden ve ispatından satıcı veya sağlayıcı ile birlikte müteselsilen,

b) Veri girişinin satıcı veya sağlayıcı tarafından yapıldığı durumlar hariç olmak üzere, yönetmelikle belirlenen ön bilgilendirmede bulunması zorunlu hususlardaki eksikliklerden,

c) Bu maddede yer alan hususlardan dolayı tüketicilerin satıcı veya sağlayıcılar ile yaptıkları işlemlere ilişkin kayıtların tutulmasından ve istenilmesi hâlinde bu bilgilerin ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile tüketicilere verilmesinden,

ç) Satıcı veya sağlayıcı ile yaptıkları aracılık hizmetine ilişkin sözleşmeye aykırı uygulamaları nedeniyle satıcı ve sağlayıcıların bu madde hükümlerine aykırı davranmasına sebep oldukları her bir işlemden,

d) Satıcı veya sağlayıcı adına bedel tahsil etmesi hâlinde, mal veya hizmetin tüketiciye teslim veya ifası sonrası bedelin satıcıya veya sağlayıcıya aktarıldığı durumlar ile 11 inci ve 15 inci maddelerde yer alan hakların kullanımı hariç olmak üzere teslim veya ifa ile cayma hakkına ilişkin yükümlülüklerden satıcı veya sağlayıcı ile birlikte müteselsilen,

e) Satıcı veya sağlayıcı onayı olmaksızın düzenledikleri kampanyalı, promosyonlu veya indirimli satışlarda, sözleşmenin hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesinden,

f) Ön bilgilendirmede yer alan hususlar ile reklamlarında yer alan bilgilerin uyumlu olmasından ve ispatından,
sorumludur.”

Getirilen bu düzenleme ile özellikle sanal mağazaların tüketiciye karşı yükümlülükleri artmış ve satıcı veya sağlayıcı ile müteselsilen sorumlu kılınmışlardır. Böylelikle tüketici, sanal mağazalardan yapmış olduğu alışverişi için direk olarak sanal mağaza üzerinden satıcı veya sağlayıcıya iletmesi gerektiği taleplerini iletebilecek ve bedel iadesini ve tazminat haklarını da sanal mağazalara karşı kullanabilecektir. Ekonomik anlamda çok güçlü durumda bulunan sanal mağazalar da yeni mevzuat hükmü gereğince satıcı veya sağlayıcıları daha çok denetleyecek ve tüketicilerin zarara uğramasına sebep olan fiillerden kaçınacaklardır. Bu değişikliğin 6 ay sonra yürürlüğe gireceği göz önüne alındığında, bu süre içerisinde sanal mağazaların gerekli çalışmaları yapmaları için yeterli süreleri bulunmaktadır.

7. DİĞER HÜKÜMLER

TKHK m.48/7’da mesafeli sözleşmelerde, kapsam dışı sözleşmeler, tüketici ile satıcı ve sağlayıcının hak ve yükümlülükleri, cayma hakkı, bilgilendirme yükümlülüğü, teslimat ile diğer uygulama usul ve esasları yönetmelikle belirleneceği düzenlenmiş ve bu amaçla Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir53.

Yönetmeliğin dördüncü bölümünde “Diğer Hükümler” başlığı ile sözleşmenin ifası ve teslimat, zarardan sorumluluk, telefon kullanım ücreti ilave ödemeler, bilgilerin saklanması ve ispat yükümlülüğü başlıkları ile düzenlemeler getirmiştir.

7.1. Sözleşmenin İfası ve Teslimat

TKHK m.48/3 ve Yönetmelik m.16/1 hükmüne göre, “Satıcı veya sağlayıcı, tüketicinin siparişinin kendisine ulaştığı tarihten itibaren taahhüt ettiği süre içinde edimini yerine getirmek zorundadır. Mal satışlarında bu süre her halükârda otuz günü geçemez.”. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede genel olarak ifa süresi bulunmaktadır. Kanun koyucu ise, özellikle mal satışlarına ilişkin olarak 30 günlük üst sınır belirlemiştir. Satıcı veya sağlayıcının bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda, ikinci fıkra gereğince tüketicinin sözleşmeyi fesih etme hakkı bulunmaktadır. Tüketicinin fesih hakkını kullanabilmesi için satıcı veya sağlayıcının kusurlu olmasına gerek bulunmamaktadır54.

7392 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”55 ile getirilen yeni düzenlemede “Tüketicinin isteği veya kişisel ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan mallara ilişkin sözleşmeler”56, 30 günlük üst sınır kapsamı dışında tutulmuştur. Kanaatimizce de bu yeni hüküm yerindedir. Örneğin; tüketicinin özel siparişi ile istisnai malzemelerden hazırlanan mobilyanın hammaddelerinin tedariki ve tedarik edilen hammaddeler ile üretim yapılması süresi 30 günlük süreyi geçebilecektir. Böyle bir durumda satıcı veya sağlayıcıya yükümlülük yüklemek doğru olmamaktadır. Böyle bir durumda bile, tarafların sözleşmeye ifa süresi koymaları gerekmektedir.

Yönetmelik m.16/3 hükmüne göre, “Sözleşmenin feshi durumunda, satıcı veya sağlayıcı, varsa teslimat masrafları da dâhil olmak üzere tahsil edilen tüm ödemeleri fesih bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren on dört gün içinde tüketiciye 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenen kanuni faiziyle birlikte geri ödemek ve varsa tüketiciyi borç altına sokan tüm kıymetli evrak ve benzeri belgeleri iade etmek zorundadır.”. Tüketicinin fesih hakkını kullanması durumunda, satıcı veya sağlayıcı tarafından bütün ödemelerin, faizi ile birlikte 14 gün içinde iade edilmesi gerekmektedir. Bir diğer husus ise, alınan kıymetli evrak ve diğer belgelerin de iade edilmesi gerekmektedir. Ancak mesafeli sözleşmeler, nitelikleri itibari ile kıymetli evrak almaya pek uygun olmamaktadır. Mesafeli sözleşmeler, genel olarak kredi kartı ve banka havalesi yolu ile yapılmaktadır.

Yönetmelik m.16/4 hükmüne göre, “Sipariş konusu mal ya da hizmet ediminin yerine getirilmesinin imkansızlaştığı hallerde satıcı veya sağlayıcının bu durumu öğrendiği tarihten itibaren üç gün içinde tüketiciye yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile bildirmesi ve varsa teslimat masrafları da dâhil olmak üzere tahsil edilen tüm ödemeleri bildirim tarihinden itibaren en geç on dört gün içinde iade etmesi zorunludur. Malın stokta bulunmaması durumu, mal ediminin yerine getirilmesinin imkânsızlaşması olarak kabul edilmez.”. Buradaki düzenleme, Borçlar Kanunu m.136-138’da düzenlenen “ifa imkansızlığı”nın tüketici hukukundaki karşılığıdır. Borçlar Kanunu’nda da borçlunun kusuru olmaksızın ifanın imkansızlaşması halinde borcun sona ereceği belirtilmektedir. Borçlar Kanunu’nda, borçlunun karşı taraftan aldığı edimleri sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri vermekle yükümlü olduğu belirtilmiş olduğu halde, Yönetmelik m.16/4’de açık bir şekilde en geç 14 gün içerisinde iade etmesine ilişkin zorunluluk getirilmiştir. Yani ücret iadesi için tüketicinin herhangi bir talebinin olmasına gerek bulunmamaktadır. Borçlar Kanunu’ndaki ifa imkansızlığı ile TKHK ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinde belirtilen ifa imkânsızlığı hükümleri ve sonuçları, birbirilerinden çok farklıdır. Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği, tüketicinin haklarının en üst seviyede korumaya çalışmaktadır.

7.2. Hasar ve Yararın Geçmesi

Yönetmelik m.17/1 hükmüne göre, “Satıcı, malın tüketici ya da tüketicinin taşıyıcı dışında belirleyeceği üçüncü bir kişiye teslimine kadar oluşan kayıp ve hasarlardan sorumludur.”. Bu düzenleme gereğine, malın taşınması esnasında meydana gelen hasarlardan da satıcı sorumlu tutulmuştur.

Yönetmelik m.17/1 hükmüne göre, “Tüketicinin, satıcının belirlediği taşıyıcı dışında başka bir taşıyıcı ile malın gönderilmesini talep etmesi durumunda, malın ilgili taşıyıcıya tesliminden itibaren oluşabilecek kayıp ya da hasardan satıcı sorumlu değildir.”. Madde hükmü açık olup, satıcı tarafından belirlenen taşıyıcı dışında, tüketici tarafından belirlenen başka bir taşıyıcıya malın teslim edilmesi halinde oluşabilecek hasar ve kayıptan satıcı sorumlu olmayacaktır. Bu durumda, tüketici ve taşıyıcı arasında taşıma sözleşmesi kapsamında sorumluluk meydana gelecektir. Eğer satıcı veya sağlayıcı, satış sözleşmesi yapılırken alternatifli taşımaları tüketiciye sunuyorsa ve tüketici tarafından bunlardan birisi seçiliyorsa, yine birinci fırka hükmü kapsamında satıcı sorumlu olacaktır57.

7.3. Telefon Kullanım Ücreti

Yönetmelik m.18 hükmüne göre, “Kurulmuş olan sözleşmeye ilişkin olarak tüketicilerin iletişime geçebilmesi için satıcı veya sağlayıcı tarafından bir telefon hattı tahsis edilmesi durumunda, bu hat ile ilgili olarak satıcı veya sağlayıcı olağan ücret tarifesinden daha yüksek bir tarife seçemez.”. Uygulamada çok zor karşılaşılabilecek bu durum için hukuksal boşluk oluşmaması ve tüketicinin korunması amacı ile getirildiğini düşünmekteyiz.

7.4. İlave Ödemeler

Yönetmelik m.19/1 hükmüne göre, “Sözleşme kurulmadan önce, sözleşme yükümlülüğünden kaynaklanan ve üzerinde anlaşılmış esas bedel dışında herhangi bir ilave bedel talep edilebilmesi için tüketicinin açık onayının ayrıca alınması zorunludur.”. Bazı satıcılar tarafından, tüketicileri kandırmaya yönelik olarak sözleşme kurulduktan sonra çeşitli bahaneler ve isimler altında ilave ödemeler talep etmektedirler. Tüketiciler tarafından da ödenen bedelin iadesinin yapılmayacağı veya ürünün kendisine teslim edilmeyeceği düşüncesi ile ilave ödemeleri yapmaktadır. Bu durumlara engel olmak amacı ile açık yönetmelik hükmü getirilmiştir. Yönetmelik m.19/2 gereğince, bu ödemelerin tüketiciye derhal iade edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

7.5. Bilgilerin Saklanması Yükümlülüğü

Yönetmelik m.20/1 hükmüne göre, “Satıcı veya sağlayıcı, bu Yönetmelik kapsamında düzenlenen cayma hakkı, bilgilendirme, teslimat ve diğer hususlardaki yükümlülüklerine dair her bir işleme ilişkin bilgi ve belgeyi üç yıl boyunca saklamak zorundadır.”. Mesafeli sözleşmelerin genel olarak web sayfası ve sanal mağazalar üzerinden yapıldığından dolayı bunlara ilişkin bilgileri de ancak satıcı veya sağlayıcı saklayabilir. Yönetmelik maddesi de bu hüküm ile satıcı veya sağlayıcıya bu bilgileri saklaması konusunda açık bir zorunluluk getirmiştir.

Yönetmelik m.20/1 hükmüne göre, “Oluşturdukları sistem çerçevesinde, uzaktan iletişim araçlarını kullanmak veya kullandırmak suretiyle satıcı veya sağlayıcı adına mesafeli sözleşme kurulmasına aracılık edenler, bu Yönetmelikte yer alan hususlardan dolayı satıcı veya sağlayıcı ile yapılan işlemlere ilişkin kayıtları üç yıl boyunca tutmak ve istenilmesi halinde bu bilgileri ilgili kurum, kuruluş ve tüketicilere vermekle yükümlüdür. (EKLENMİŞ CÜMLE RGT: 09.02.2019 RG NO: 30681) Ancak abonelik sözleşmesinin kamu hizmetlerinin tek noktadan sunulduğu ortak kamu elektronik platformu üzerinden kurulması halinde, kayıtların tutulması ve bilgilerin sunulmasına ilişkin yükümlülük satıcı veya sağlayıcıya aittir.”. Maddenin ikinci fıkrasında ise aracılık edenler için de bu zorunluluğun olduğu belirtilmektedir. Bu durumda, satıcı veya sağlayıcı yerine aracılık edenler tarafından bu veriler tutulacaktır.

Yönetmelik m.20/3 hükmüne göre; “Satıcı veya sağlayıcı elektronik ortamda tüketiciye teslim edilen gayrimaddi malların veya ifa edilen hizmetlerin ayıpsız olduğunu ispatla yükümlüdür.”. İnternet ortamında satın alınan programlar, filmler, oyunlar gibi gayrimaddi malların ayıpsız bir şekilde tüketiciye teslim edildiğine ilişkin ispat yükümlülüğü satıcı veya sağlayıcıya yükletilmiştir. Maddenin içeriği itibari ile yönetmelikte çok yanlış bir yere konulduğu anlaşılmaktadır. Maddenin ilk iki fıkrası ile hiç uyuşmayan bir düzenlemenin buraya alınması, kanun sistematiği ile bağdaşmadığı açıktır.

7.6. Sözleşmenin Sona Ermesi

Tarafların borçlarını sözleşmeye uygun olarak ifa etmeleri halinde mesafeli sözleşme kural olarak sona erer58. Ancak, tüketiciyi koruma yükümü olan garanti süresi içerisinde ücretsiz tamir, bakım ve gerekirse arızalı malı değiştirme gibi yan yükümlülükleri devam eder59.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere tüketici tarafından cayma hakkının kullanılması ile de mesafeli sözleşme sona ermektedir.

Bunların dışında, sözleşmenin sona ermesine ilişkin genel kurallar, mesafeli sözleşmeler için de geçerli olmaktadır. Örneğin; ikale, ibra, alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi, takas gibi durumlarda da sözleşme sona ermektedir.

Kanunda mesafeli sözleşmelere ilişkin bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden dolayı Borçlar Kanunu’ndaki genel hükümlere göre zamanaşımı uygulanacaktır. Buna göre; mesafeli sözleşme, satış sözleşmesi ise TBK m.146 gereğince 10 yıllık genel zamanaşımı süresine; konut kirası dışında bir kira, vekalet, hizmet, istisna sözleşmesi ise TBK m.147 gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olacaktır60.

8. SONUÇ

Mesafeli sözleşmeler, büyük çoğunluklar internet aracılığı ile yapılan sözleşmelerde kendisini göstermektedir. Teknolojinin gelişmesi, mesafeli sözleşmelerin uygulama alanını da genişletmiş olup bu alandaki yasal mevzuatların da gelişmesini sağlamıştır. Örneğin; uydu interneti sayesinde dünyanın her yerinden sanal alışveriş yapılabilmekte ve mesafeli sözleşme kurulabilmektedir. Teknolojini gelişmesi ile ortaya çıkan ve “metaverse” olarak isimlendirilen sanal dünyalar üzerinden tüketiciler tarafından yapılacak bütün alışverişler, mesafeli sözleşme kapsamında olacaktır. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte yeni icatlar ve yeni alanlar ortaya çıktığından dolayı mesafeli sözleşmeleri de etkileyeceği şüphesizdir.

Cep telefonları üzerinden kullanılan ve akıllı yardımcılar (smart asistanst) olarak adlandırılan “Amazon Alexa”, “Google Assistant”, “Apple Siri” gibi programlar üzerinden yapılan mesafeli sözleşmelerin bazı sorunları meydana getirdiği şüphesidir61. Tüketicinin sesli komutunu yanlış algılayan ve yanlış mesafeli sözleşme kurulmasına sebebiyet veren bu tür programların sorumlu olup olmayacağı, satıcı ve sağlayıcının yanlış tüketicinin iradesine uygun olmayan bu sözleşmeden ne kadar sorumlu olacağı tartışılması gereken bir konudur. Örneğin; bu tür programlar üzerinden verilecek yemek siparişlerinde, program tarafından sesli komutun eksik veya hatalı algılanması neticesinde tüketicinin iradesi dışında bir yemek siparişi vermiş olması ve bu siparişin bedelini programa kayıtlı kredi kartı bilgilerinden otomatik olarak ödenmiş olması durumunda, tüketici iradesi dışında kurulan sözleşmenin sorumluluğu kimde olacaktır?

Bir diğer husus ise yapay zekâ tarafından yapılacak mesafeli sözleşmelerdir62. Örneğin; bir evde kullanılan yapay zekâda, kırılan bir eşya nedeni ile yapay zekâ tarafından internet ortamından aynı nitelikteki ürünün siparişi verilmesi durumunda kurulacak bu mesafeli sözleşmenin tarafı kim olacak ve sözleşmeden kim sorumlu olacaktır?

Bir başka husus olarak, otonom araçlar açısından meydana gelmektedir. Otonom bir aracın, yakıtının azalması neticesinde yakıt istasyonuna gidip yakıt alması ve ücretini program üzerinden ödemesi halinde mesafeli sözleşme kurulmuş sayılacak mıdır? Böyle bir olayda satıcı ve sağlayıcı ile tüketici hiç karşı karşıya gelmemektedir.

Son mevzuat değişikliği ile aracı hizmet sağlayıcılarının hukuksal sorumlulukları netleştirilmiş ve yükümlülükleri arttırılmıştır.

Mesafeli sözleşmelere ilişkin düzenlemelerde tüketiciler, aşırı derecede koruma altına alınmakta olup hukuksal sorumlulukların ve ispat yükünün büyük çoğunluğu satıcı ve sağlayıcıya yükletilmiştir. Tüketicilerin yasal mevzuatı ve haklarını bilmedikleri göz önüne alınmış, satıcı ve sağlayıcıya ön bilgilendirme ve cayma hakkı konusunda tüketiciyi bilgilendirme yükümlülüğü getirilmiştir. Böylelikle, tüketici tarafından kurulacak bütün mesafeli sözleşmelerden önce, yasal hakları konusunda bilgilendirme yapılmış olunacaktır. Ayrıca, ön bilgilendirme kapsamında mesafeli sözleşmeye konu mal ve hizmetin nitelikleri, fiyatı, masrafları, teslimat süresi, cayma hakkı ve diğer bazı teknik veriler gösterilmektedir.

Teknolojik gelişmelere paralel olarak, tüketicileri korumak amacı ile mesafeli sözleşmelerin hukuksal durumunun da sürekli olarak güncellenmesi ve tüketicileri koruyan bu düzenlemelerin güncelleştirilmesi gerekmektedir.

Fırat Gültekin & Partners


1Maltepe Üniversitesi Özel Hukuk Yüksek Lisans Programı kapsamında Tüketicinin Korunması Hukuku dersi kapsamında hazırlanmıştır.

2ŞAHİN MCCARTHY, Oya/ DİNÇ, Mutlu/ TUTAR, Elce. Tüketici Hukuku Davaları. Ankara Eylül 2017. Seçkin. s.482; ZEVKLİLER, Aydın/ ÖZEL, Çağlar. Tüketicinin Korunması Hukuku. Ankara Kasım 2016. Seçkin. s.321; TEKÇE, Ayşegül. Mesafeli Satış Sözleşmeleri ve Bu Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması. Erişim Tarihi: 26.03.2022. Erişim Uzantısı: https://dergipark.org.tr/tr/pub/asbuhfd/issue/63411/930738. s.7.

3Hükümet gerekçesi.

4(ZEVKLİLER & ÖZEL, Kasım 2016, s. 321).

5TKHH Madde 48 gerekçesi (paragrafın tamamı)

6Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği, Kurum: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Kabul Tarihi:27.11.2014, R.G. Tarihi:27.11.2014, R.G. No:29188

7Finansal hizmetlere ilişkin sözleşmeler, TKHK m.49 ve ilgili yönetmeliği gereğince uygulanmaktadır.

8Paket tur hizmetlerine ilişkin sözleşmeler, TKHK m.51 ve ilgili yönetmeliği gereğince uygulanmaktadır.

9Devre mülk, devre tatil, uzun süreli tatil hizmetlerine ilişkin sözleşmeler, TKHK m.50 ve ilgili yönetmeliği gereğince uygulanmaktadır.

10(ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 496).

11(TEKÇE, 2022, s. 26).

12(ZEVKLİLER & ÖZEL, Kasım 2016, s. 327).

13(ZEVKLİLER & ÖZEL, Kasım 2016, s. 327).

14(ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 481; ZEVKLİLER & ÖZEL, Kasım 2016, s. 321).

15(ZEVKLİLER & ÖZEL, Kasım 2016, s. 322), (ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 484); (TEKÇE, 2022, s. 16).

16TKHH Madde 48 gerekçesi

17(TEKÇE, 2022, s. 17).

18(ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 485).

19TKHH Madde 48 gerekçesi.

20TKHH Madde 48 gerekçesi

21(ZEVKLİLER & ÖZEL, Kasım 2016, s. 322); (TEKÇE, 2022, s. 14).

22ÇABRİ, Sezer. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Şerhi. Ankara 2021. Adalet Yayınevi. s.875; (ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 495).

23(ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 496).

24(ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 488).

25UZUN KAZMACI, Özge. İnternet Ortamında Kurulan Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması. Erişim Tarihi: 26.03.2022. Erişim Uzantısı: https://dergipark.org.tr/tr/pub/maruhad/issue/36500/359728. s.14.

26(ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 490).

27(ZEVKLİLER & ÖZEL, Kasım 2016, s. 328), (ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 505).

28(ÇABRİ, 2021, s. 881), (ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 507).

29(ÇABRİ, 2021, s. 881).

30(ÇABRİ, 2021, s. 882).

31(ÇABRİ, 2021, s. 882).

32(ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 508).

33Detaylı bilgi için bakınız: DÖNMEZ, Zeynep. 2011/83/EU sayılı Tüketici Hakları Dikrektifi ve Bu Direktifin Mesfeli Sözleşmeler Alanında Türk Hukuku’na Yansımaları. Erişim Tarihi: 26.03.2022. Erişim Uzantısı: https://dergipark.org.tr/tr/pub/inuhfd/issue/22415/239936.

34(ÇABRİ, 2021, s. 883).

35Yargıtay 13. HD, 2015/25017 E., 2018/556 K., 25.01.2018 T.

36BAM Ankara 3. HD, 2016/48 E., 2017/243 K., 16.03.2017 T.; 2016/51 E., 2017/250 K., 16.03.2017 T.

37(ÇABRİ, 2021, s. 884).

38(ÇABRİ, 2021, s. 884).

39(ÇABRİ, 2021, s. 885).

40Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği m.10; (ÇABRİ, 2021, s. 885).

41(ÇABRİ, 2021, s. 885).

42Örnek cayma formunda yer alan bilgiler şunlardır.
(Bu form, sadece sözleşmeden cayma hakkı kullanılmak istenildiğinde doldurup gönderilecektir.)
-Kime: (Satıcı veya sağlayıcı tarafından doldurulacak olan bu kısımda satıcı veya sağlayıcının ismi, unvanı, adresi varsa faks numarası ve e-posta adresi yer alacaktır.)
-Bu formla aşağıdaki malların satışına veya hizmetlerin sunulmasına ilişkin sözleşmeden cayma hakkımı kullandığımı beyan ederim.
-Sipariş tarihi veya teslim tarihi:
-Cayma hakkına konu mal veya hizmet:
-Cayma hakkına konu mal veya hizmetin bedeli:
-Tüketicinin adı ve soyadı:
-Tüketicinin adresi:
-Tüketicinin imzası: (Sadece kağıt üzerinde gönderilmesi halinde)
-Tarih:

43(ÇABRİ, 2021, s. 886)

44(ÇABRİ, 2021, s. 887).

45(ÇABRİ, 2021, s. 888).

46(ÇABRİ, 2021, s. 889).

47(TEKÇE, 2022, s. 41).

48(ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 511).

49Yargıtay 19. HD., 2016/181 E., 2016/8341 K., 05.05.2016 T.; 2016/1624 E., 2016/8805 K., 12.05.2016 T.

50BAM Ankara 3. HD, 2017/44 E., 207/244 K., 16.03.2017 T.

51(ÇABRİ, 2021, s. 891).

5201/04/2022 tarihli, 31796 sayılı RG.

53(ÇABRİ, 2021, s. 894).

54(ÇABRİ, 2021, s. 895).

5501/04/2022 tarihli, 31796 sayılı RG.

567392 s. Kanunun 19. Maddesi gereğince 01.10.2022 tarihinde yürürlüğe girecektir.

57(ÇABRİ, 2021, s. 897).

58(ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 520).

59(ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 520).

60(ŞAHİN MCCARTHY, DİNÇ, & TUTAR, Eylül 2017, s. 520).

61ÖZLÜK, Betül. Akıllı Mesafeli Sözleşmelerde Bilgilendirme Yükümlülüğü. Erişim Tarihi: 26.03.2022. Erişim Uzantısı: https://dergipark.org.tr/tr/pub/bilisimhukukudergisi/issue/55647/755860. s.2.

62(ÖZLÜK, 2020, s. 6)


KAYNAKÇA

Platformunuzu seçin ve paylaşın.