Marka Hakkına Tecavüz Halinde İhtiyati Tedbir Talebi

I. İhtiyati Tedbirin Amacı

Bilindiği üzere ihtilafların çözümü için dava yoluna gidildiğinde gerek yargılama süresinden gerekse ihtilafa konu şeyin mahiyetinden dava kazanılsa dahi istenilen sonuca ulaşmak mümkün olmayabilir. Örneğin tapu tescili ve iptali davasında dava kazanılmış olsa bile dava sırasında taşınmazın bir başkasına devri halinde hüküm aynen icra edilemeyecektir. Kanun koyucu bu gibi durumların önüne geçebilmek için 6100 sayılı HMK’nın onuncu kısmının birinci bölümünde geçici hukuki korumalar başlığı altında ihtiyati tedbir müessesini düzenlenmiştir. İhtiyati tedbir, hukuki niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumayı ifade etmektedir. Bu anlamda mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilebilir.

İhtiyati tedbir öğretide “kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş, geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır”1 şeklinde tarif edilmiştir.

Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere İhtiyati Tedbir, dava sonucunda verilecek olan hükmün icrasını boşa çıkaracak tehlikeyi bertaraf etmeyi amaçlar.

İhtiyati tedbir genel olarak HMK’da düzenlenmiş olsa da başka kanunlarda da ihtiyati tedbir ilişkin özel hükümler bulunmaktadır. Örneğin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) 159. maddesinde sınai mülkiyet haklarına tecavüz halinde talep edilebilecek ihtiyati tedbirin kapsamı düzenlenmiştir. Özel düzenleme bulunan hallerde, bu konudaki özel hükümlerin öncelikle uygulanması (m. 406/2), özel hüküm bulunmayan konularda veya genel hükümlere atıf yapılan yerlerde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir.2

Bu bakımdan sınai mülkiyet haklarına tecavüz halinde, SMK madde 159 hükmü uyarınca ihtiyati tedbir talep edilebilecek olup kanun maddesinin 3. fıkrası uyarınca da İhtiyati tedbirlerle ilgili Sınai Mülkiyet Kanunu’nda hüküm bulunmayan hususlarda Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanacaktır.

II. Marka Hakkına Tecavüzde İhtiyati Tedbir

SMK 159. maddesine göre, “Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” madde metninden de anlaşılacağı üzere bir sınai mülkiyet hakkı olan marka hakkına tecavüz teşkil edecek şekilde kullanıldığına ilişkin veya kullanılacak olmasına ilişkin ciddi çalışmalar yapıldığına dair delilin varlığı halinde, dava açma hakkı olan kişiler mahkemeden ihtiyati tedbir talep edebilirler. Marka hakkına tecavüz edecek şekilde, kullanıldığını veya kullanılacağını ispat eden kişiler ihtiyati tedbir kararı verilmesi halinde açılmış veya açılacak asıl davada verilecek olan hükmün icrasını boşa çıkarak tehlikeyi bertaraf etmiş olacak ve hükmün etkinliğini sağlayacaktır. İhtiyati tedbir açılacak olan asıl dava ile talep edilebileceği gibi dava açılmadan veya dava açıldıktan sonra da talep edilebilir.

Kanun maddesinde de belirtildiği üzere ihtiyati tedbiri ancak dava açma hakkı olan kişiler talep edebilir. Bu kişiler marka hakkı sahibi ve sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa inhisari lisansa sahip olan kişilerdir. İnhisari olmayan lisans hakkı sahibinin ise dava açma hakkı yoktur. Ancak inhisari olmayan lisans hakkı sahibi, tecavüz dolayısıyla dava açma hakkı sözleşmede açıkça sınırlandırılmamışsa, marka hakkı sahibinden dava açılmasını talep edebilir. Marka hakkı sahibi talebi reddeder veya bildirimden itibaren üç ay içinde ihtiyati tedbir davasını açmaz ise inhisari olmayan lisans hakkı sahibi kendi adına ve menfaatlerinin gerektirdiği ölçüde ihtiyati tedbir davası açabilir. Ancak ciddi bir zarar tehlikesinin varlığı halinde inhisari olmayan lisans hakkı sahibi üç aylık süre geçmeden de mahkemeden ihtiyati tedbir talebinde bulunabilecektir.3

III. İhtiyati Tedbir Talebinin Şartları

SMK 149. maddeye göre ihtiyati tedbir talep edebilmek için 2 şart öngörülmüştür bunlar; kullanımın marka hakkına tecavüz edecek şekilde gerçekleşmesi veya tecavüzün gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığının ispat edilmesidir.

İhtiyati tedbir yargılamasında ihtiyati tedbir talep edenin, talebin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi aranır.4 SMK m.159 uyarınca ihtiyati tedbir talep eden hak sahibi, ilk olarak SMK’nın 29. Maddesinde öngörülen tecavüz halleri ile örtüşen bir eylemin varlığını göstermelidir. Şayet tecavüz henüz gerçekleşmemişse, bu takdirde davacının, markanın kullanılması için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ortaya koyabilmesi gerekir.5 Ciddi ve etkin çalışma, markanın kullanılması konusunda fiilen girişimlere başlanmasını ifade eder. Yoksa salt düşünce açıklaması yeterli değildir.6

IV. İhtiyati Tedbirin Kapsadığı Tedbirler

Marka hukuku kapsamında verilecek ihtiyati tedbir kararlarının neler olduğu SMK m. 159/2’de düzenlenmiştir;

“İhtiyati tedbirler özellikle aşağıda belirtilen tedbirleri kapsamalıdır:

  • Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması.
  • Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması.
  • Herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi”

SMK m.159/2’de “özellikle” ifadesinin kullanılmış olması, tedbir kararlarının madde metninde belirtilen tedbirler ile sınırlı olmadığı, hükmün etkinliğini sağladığı oranda başkaca tedbirlere hükmedilebileceği anlamına gelmektedir. Örneğin, ihlal oluşturan içerik çıkarılıncaya kadar internet sitesine erişimin engellenmesi şeklinde ihtiyati tedbir kararlarının verilmesi de mümkündür.7

1. Tecavüz Teşkil Eden Fiillerin Önlenmesi ve Durdurulması

Marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve durdurulması hususundaki ihtiyati tedbirler genellikle yapmama edimini içerirler. Bu yönüyle, söz konusu tedbirler eda amaçlı ihtiyati tedbirlerdir.8 Görülmektedir ki marka hukukunda tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması hakkındaki ihtiyati tedbir talepleri genellikle esasa ilişkin verilecek hükümle aynı kapsamdadır ve bu durum HMK uyarınca davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmez kuralının yumuşatılmış halini oluşturmaktadır.9

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2117E. 2020/2329K sayılı kararı ile marka hakkına tecavüz teşkil eden fiilin önlenmesi ve durdurulması hakkındaki ihtiyati tedbir kararı hakkında yerel mahkemenin “taleplerinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddine” kararını kaldırarak “Tedbir talep eden tarafın, markanın tescil edildiği şekilden farklı olarak kullanımın önlenmesi ve refi ile markanın davacı tarafa ve davacının lisans verdiği kişilere karşı kullanılmasının önlenmesi ve ilanın kaldırılması yönünden tedbir talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine ilişkin kararın yerinde olmadığı kanaatiyle, talep edenin istinaf talebinin kabulüne” şeklinde hüküm kurmuştur.

Yüksek Mahkeme kararından da görüleceği üzere marka hukukunda davanın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir. Görüldüğü üzere tedbir taleplerinin incelenmesinde önemli olan husus yaklaşık ispat kurallarının olup oluşmadığıdır.10

2. Tecavüze Konu Ürünlere ve Bunların Üretiminde Münhasıran Kullanılan Vasıtalara El Konulması

El koyma, marka hakkının tecavüze uğraması durumunda dava açma hakkı olan kişilerin mahkemeden talep edebileceği ihtiyati tedbir olarak düzenlenmiştir. Hak sahibi bu tedbir vasıtasıyla asıl dava sonuçlanıncaya kadar tecavüz teşkil eden ürünlerin muhafaza altına alınmasını ve bu ürünleri üretmeye yarayan araç, cihaz, makine gibi vasıtalara el konulmasını talep edebilmektedir.11

3. Herhangi Bir Zararın Tazmini Bakımından Teminat Verilmesi

SMK 159/2.-c madde uyarınca, herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi şeklinde ihtiyati tedbirde, HMK’da 392. madde “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır.” hükmünden farklı olarak karşı tarafın yani marka hakkına tecavüz ettiği iddia edilen tarafın teminat yatırması düzenlenmiştir. Öğretide de SMK’da düzenlenmiş olan bu teminatın geleneksel teminat türlerinden farklı olduğu ve dava konusunun korunmasına yönelik olduğu görüşü benimsenmiştir. Yargı içtihatlarında da bu ihtiyati tedbir türü “ters teminat türü” olarak adlandırılmıştır.12

V. Sonuç ve Değerlendirme

Marka hukuku bakımından hükmedilebilecek ihtiyati tedbirler 6769 sayılı SMK’nın 159. maddesinde düzenlenmiş olup, madde hükmünde SMK’da hüküm bulunmayan hallerde 6100 sayılı HMK hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmiştir. Bu düzenleme kapsamında marka hakkına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşen kullanımı veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını yaklaşık olarak ispat eden hak sahipleri ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep edebileceklerdir. Marka hukuku açısından asıl dava sonuçlanıncaya kadar marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi için ihtiyati tedbir müessesesi önem arz etmektedir.

Fırat Gültekin & Partners


  1. Medeniz Usul Hukuku, Pekcanıtez/Atalay/Özekes, 4. Bası, 2016, syf:619
  2. Medeniz Usul Hukuku, Pekcanıtez/Atalay/Özekes, 4. Bası, 2016, syf:621
  3. Lisans alanın dava açması ve şartları
    MADDE 158- (1) Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa inhisari lisansa sahip olan kişi, üçüncü bir kişi tarafından sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hak sahibinin bu Kanun uyarınca açabileceği davaları, kendi adına açabilir.
    (2) İnhisari olmayan lisans alan, sınai mülkiyet hakkına tecavüz dolayısıyla dava açma hakkı sözleşmede açıkça sınırlandırılmamışsa, yapacağı bildirimle, gereken davayı açmasını hak sahibinden ister. Hak sahibinin, bu talebi kabul etmemesi veya bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde talep edilen davayı açmaması hâlinde, lisans alan, yaptığı bildirimi de ekleyerek, kendi adına ve kendi menfaatlerinin gerektirdiği ölçüde dava açabilir. Bu fıkra uyarınca dava açan lisans alanın, dava açtığını hak sahibine bildirmesi gerekir.
    (3) Lisans alan, ciddi bir zarar tehlikesinin varlığı hâlinde ve söz konusu sürenin geçmesinden önce, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. Mahkemenin tedbir kararı verdiği hâllerde talepte bulunan lisans sahibi dava açmaya da yetkilidir. Bu hâlde ikinci fıkradaki şartlar yargılama devam ederken tamamlanır.
  4. İstanbul BAM, 16. HD., E. 2020/2177 K. 2021/25 T. 14.1.2021 “Yasanın anladığı şekilde tam ispat değil yaklaşıp bir ispat gerekmekte olup, mevcut delillere göre yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.” İstanbul BAM, 16. HD., E. 2019/1878 K. 2019/1755 T. 17.9.2019 “Rapor içeriğinde yapılan bu belirleme ve rapor ekinde sunulan görseller değerlendirildiğinde davacı yanın iddiaları yönünden kısmen yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmıştır. 6769 sayılı SMK’nun 159/1 maddesi uyarınca bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. Buna göre, davacı vekilinin ihtiyati tedbir taleplerinin yeniden değerlendirilerek uygun görüldüğü ölçüde ve teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle bu talebin reddi usul ve yasaya aykırıdır.”
  5. Yasaman, Sınai Mülkiyet Kanunu Şerhi, Cilt 3, Ankara 2021, syf:3373.
  6. Ünal TEKİNALP, Fikri Mülkiyet Hukuk, 2012, §30, no.101
  7. İstanbul BAM, 16. HD., E. 2020/1260 K. 2020/1578 T. 2.10.2020 “davalıya ait www…..com alan adlı internet sitesindeki görsellerin çıkartılmasına, mümkün olmadığı takdirde siteye erişimin engellenmesine)”
  8. Yasaman, Sınai Mülkiyet Kanunu Şerhi, Cilt 3, Ankara 2021, syf:3375.
  9. 21. HD., E. 2011/10666 K. 2011/9198 T. 31.10.2011
    “Somut olayda, mahkemece yargılama sırasında işin esasını çözecek şekilde ihtiyati tedbir, kararı verilmesi mümkün olmadığı halde 6111 sayılı Yasadan yararlanmanın gecikmesi halinde doğabilecek bir tehlike veya ciddi zarar olabileceği gerekçelendirilmeksizin, yargılama sırasında davacının 6111 sayılı Yasadan yararlanması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilerek , henüz sigortalılık süresi kesinleşmeden davalı Kurumun bu yönde işlem yapmaya zorlanması isabetsiz olup, bu durum hukuki sorumluluğa yol açabileceği gibi hüküm fıkrasında davacının 6111 sayılı Yasadan yararlanabileceğinin tespitine karar verilerek taraflar arasındaki bu konudaki hukuki ihtilafı esastan çözmek gerekirken işin esasını çözümlemeyip ihtilafı ortada bırakarak geçici olarak çözümleyecek biçimde davacının 6111 sayılı Yasadan yararlanması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş olması da hatalı olmuştur.”
    İstanbul BAM 16. HD., E. 2020/1647, K.2020/1720, T.16.10.2020
    “SMK 159. maddesi ve HMK 389. madde gereğince yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği anlaşılmakla, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde olmadığından”
  10. İstanbul BAM, 16. HD., E. 2019/15, K. 2019/109, T. 18.1.2019
  11. İstanbul BAM 16. HD., E. 2019/1127, K.2019/1135, T.20.05.2019

Platformunuzu seçin ve paylaşın.